İçerik
- Giriş
- Temel analiz nedir?
- Temel analiz (FA) ve teknik analizin (TA) farkı
- Temel analizdeki popüler göstergeler
- Temel analiz ve kripto paralar
- Temel analizin artıları ve eksileri
- Son düşünceler
Giriş
Söz konusu alım satım yapmak olduğunda, ister yüzyıldır var olan hisse senetleriyle ister yeni ortaya çıkan kripto paralarla ilgileniyor olun işin mutlak bir bilimi yoktur. Ya da varsa bile, Wall Street'in en başarılı isimleri formülü sır olarak saklama konusunda başarılıdır.
Bu makalede, temel analizin başlıca öğelerini inceleyeceğiz.
Temel analiz nedir?
Temel analiz, yatırımcılar ve alım satım yapanlar tarafından varlıkların ya da şirketlerin içsel değerini belirlenmek amacıyla kullanılan yöntemdir. Bu değerlemeyi doğru şekilde yapılabilmeleri için bir varlığın ya da şirketin aşırı mı yoksa düşük mü değerlendiğini belirlemek üzere iç ve dış etmenleri ayrıntısıyla incelemeleri gerekir. Vardıkları sonuç, iyi kazanç getirecek bir strateji belirlemelerine yardımcı olabilir.
Bu tür analizde asıl amaç tahmini bir hisse fiyatı belirlemek ve bunu mevcut fiyatla kıyaslamaktır. Eğer tahmini fiyat, mevcut fiyattan yüksekse hisse senedinin düşük değerlemeye sahip olduğu sonucuna varabilirsiniz. Tahmini fiyat, piyasa fiyatından düşükse bu durumda aşırı değerlemede olduğunu varsayabilirsiniz. Analizinizden elde ettiğiniz veriler sayesinde, bu şirketin hisse senetlerini almak ya da satmak konusunda bilgiye dayalı kararlar verebilirsiniz.
Temel analiz (FA) ve teknik analizin (TA) farkı
Aslında, bu iki yöntemin size neler sunduğunu sorgulamak daha mantıklıdır. Temel analiz yapanlar, en temelde bir hisse senedinin fiyatının bu hisse senedinin gerçek değerini yansıtmayabileceğine inanır ve yatırım kararlarını bu ideolojiye dayanarak belirler.
Bunun aksine teknik analiz yapanlar, gelecekteki fiyat hareketlerinin geçmiş fiyat hareketleri ve hacim verisiyle bir şekilde tahmin edilebileceğine inanır. Dış etmenleri incelemek yerine fiyat grafiklerine, formasyonlara ve piyasa trendlerine odaklanırlar. Pozisyonlara girmek ve pozisyonlardan çıkmak için ideal noktaları belirlemeyi amaçlarlar.
Hem temel hem de teknik analiz farklı alanlara yönelik değerli içgörüler sunduğu için birinin diğerinden daha iyi bir strateji olduğunu söylemek mümkün değildir. Bazı kişiler belirli bir alım satım stilini kullanmayı tercih ederken, çoğu kişi daha büyük resmi görebilmek için bu iki analiz yönteminin bir kombinasyonunu kullanır. Bu durum, hem kısa hem de uzun vadeli yatırımlar için geçerlidir.
Temel analizdeki popüler göstergeler
Hisse başına kar (HBK)
Hisse başına kar, şirket karlılığının tanınmış bir ölçütüdür ve şirketin her bir hisseden ne kadar kar elde ettiğini gösterir. HBK, aşağıdaki formülle hesaplanır:
(net gelir - rüçhanlı hisse senetlerindeki kar payı) / toplam hisse sayısı
Bir şirketin kar payı ödemediğini ve karının 1 milyon USD olduğunu varsayalım. 200.000 hisse senedi çıkarıldıysa formül bize HBK'nin 5 USD olduğunu verir. Bu hesaplama karmaşık değildir, ama potansiyel yatırımlar konusunda bazı içgörüler sunabilir. Daha yüksek (ya da artmakta olan) HBK'ye sahip şirketler genellikle yatırımcılar için daha ilgi çekicidir.
Tüm göstergelerde olduğu gibi hisse başına kar da, ileriye yönelik yatırımların değerini belirlemek için kullanılan tek ölçüt olmamalıdır. Bununla birlikte HBK, diğer göstergelerle birlikte kullanıldığında faydalı bir araçtır.
Fiyat kazanç (F/K) oranı
Fiyat kazanç oranı (ya da kısaca F/K oranı) bir şirketin hisse fiyatlarını HBK'siyle kıyaslayarak bu şirketin değerini belirler. Şu formülle hesaplanır:
hisse fiyatı / hisse başına kar
Bir önceki örnekteki HBK'si 5 USD olan şirketi tekrar kullanalım. Her bir hissenin 10 USD'den işlem gördüğünü varsayarsak, F/K oranı olarak 2 elde ederiz. Bu ne anlama gelir? Aslında bu sorunun yanıtı büyük oranda diğer araştırmalarımızın ne gösterdiğine dayanır.
Çoğu kişi fiyat kazanç oranını bir hisse senedinin aşırı değerlemede mi (oran daha yüksekse) yoksa düşük değerlemede mi (oran daha düşükse) olduğunu belirlemek için kullanır. Elde edilen sayıyı benzer şirketlerin F/K oranları ile kıyaslayarak değerlendirmek iyi bir fikirdir. Fakat yine bu kural da her zaman için geçerli değildir, dolayısıyla F/K oranını diğer kalitatif ve kantitatif analiz teknikleriyle birlikte kullanmak en iyisidir.
Piyasa değeri defter değeri (PP/DD) oranı
Piyasa değeri defter değeri oranı (piyasa değeri-özkaynak ya da PD/Ö oranı olarak da bilinir) yatırımcıların şirketleri defter değerlerine göre nasıl değerlediğini gösterir. Defter değeri, şirketin finansal raporlarında (tipik olarak varlıklar eksi yükümlülükler) belirtilen değeridir. Hesaplama şu şekilde yapılır:
hisse başına fiyat / hisse başına defter değeri
Önceki örneklerde kullandığımız şirketimize tekrar dönelim. 500.000 USD defter değerine sahip olduğunu varsayalım. Her bir hisse senedi 10 USD'den işlem görüyor ve 200.000 hisse senedi var. Bu durumda hisse başına defter değerimiz 500.000 USD/200.000 yani 2,5 USD olur.
Sayıları formüle girersek, 10 USD/2,5 USD bize piyasa değeri defter değeri oranının 4 olduğunu gösterir. Yüzeyde bu çok iyi bir sonuç değildir. Hisselerin, şirketin kağıt üzerindeki değerinin dört katı fiyattan işlem gördüğünü söyler. Piyasanın, muhtemelen çok büyük bir büyüme bekleyerek şirketi aşırı değerlediğini gösterebilir. 1'in altında bir oran elde etseydik bu sonuç bize şirketin değerinin piyasanın şu anda ona tanıdığı değerden daha yüksek olduğunu gösterirdi.
Piyasa değeri defter değeri oranın bir kısıtlaması, bu oranın “varlık odaklı” şirketleri değerlendirilmek için daha uygun olmasıdır. Az sayıda fiziksel varlığa sahip şirketlerin değerini iyi bir şekilde temsil etmeyebilir.
Fiyat kazanç/beklenen büyüme (PEG) oranı
Fiyat kazanç/beklenen büyüme oranı (PEG) fiyat kazanç oranının bir uzantısıdır ve büyüme oranlarını da dikkate alarak F/K oranının kapsamını genişletir. Aşağıdaki formül kullanılır:
fiyat kazanç oranı / beklenen büyüme oranı
Beklenen büyüme oranı, belirli bir zaman aralığı içinde şirketin kazançlarının tahmin edilen büyümeye oranıdır. Bu değer yüzde olarak ifade edilir. Daha önce bahsettiğimiz şirketin önümüzdeki beş yıl içinde ortalama büyümesinin %10 olacağını tahmin ettiğimizi varsayalım. Fiyat kazanç oranını (2) 10'a bölerek 0,2'lik bir oran elde ederiz.
Bu oran, gelecekteki büyümeyi de hesaba kattığımızda şirket değerlemesinin oldukça düşük olduğunu gösterdiği için bu şirketin iyi bir yatırım olabileceği fikrini verir. 1'den düşük bir orana sahip tüm şirketler genel anlamda düşük değerlenmeye sahiptir. 1'den yüksek olanların ise aşırı değerlenmiş olduğu kabul edilebilir.
Birçok kişi, P/E'nin dışarıda bıraktığı oldukça önemli bir değişkeni dahil ettiği için PEG oranını P/E'ye kıyasla tercih eder.
Temel analiz ve kripto paralar
Yukarıda bahsettiğimiz ölçütleri kripto paralara uyarlamak pek mümkün değildir. Bunun yerine, bir projenin finansal kapasitesini ölçmek için başka faktörleri inceleyebilirsiniz. Bir sonraki bölümde kripto para alım satımı yapanların kullandığı birkaç göstergeden bahsedeceğiz.
Ağ değeri işlem hacmi (NVT) oranı
Çoğu zaman P/E oranının kripto para piyasalarındaki dengi olarak kabul edilen NVY oranı hızla, kripto temel analizinin başlıca öğelerinden biri haline gelmiştir. Aşağıdaki formülle hesaplanır:
ağ değeri / günlük işlem hacmi
NVT, belirli bir ağın değerini bu ağ üzerindeki işlemlerin değerine dayanarak belirlemeye çalışır. İki projemiz olduğunu varsayalım: Coin A ve Coin B. Her ikisinin de piyasa değeri 1.000.000 USD. Fakat, Coin A'nın günlük işlem hacmi değeri 50.000 USD'yken Coin B'ninki 10.000 USD.
Coin A'nın NVT oranı 20 ve Coin B'nin NVT oranı 100 olur. Genel anlamda, düşük NVT oranına sahip varlıklar düşük değerlenmiş, daha yüksek orana sahip olanlar ise aşırı değerlenmiş olarak kabul edilir. Bu durumda Coin A'nın, Coin B'ye kıyasla düşük değerlendiği sonucu çıkarılabilir.
Aktif adresler
Fiyat madencilik başabaş oranı
coin piyasa fiyatı / bir coin için madencilik masrafı
Teşvikler nedeniyle oranın zamanla 1'e yaklaşması beklenir. Coin A için zararına madencilik yapanlar fiyat yükselmediği takdirde ağı terk edecektir. Coin B'nin sunduğu ödüller ilgi çekicidir, dolayısıyla sunulan avantajlardan faydalanmak için ağ karlılığını kaybedene kadar daha fazla sayıda madencinin bu ağa katılması beklenebilir.
Bu göstergenin ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır. Yine de, bir varlığın genel değerlendirmesini yaparken dikkate alabileceğiniz madencilik ekonomisi üzerine fikir verebilir.
Whitepaper, ekip ve yol haritası
Temel analizin artıları ve eksileri
Temel analizin artıları
Teknik analiz doğru şekilde yapılırsa şu anda düşük değerlenmiş ve değerinin zamanla yükselmesi olası hisse senetlerini belirlemek için bir temel sunar. Warren Buffet ve Benjamin Graham gibi en başarılı yatırımcılar, şirketler hakkında böyle derinlemesine araştırmaların çok başarılı sonuçlar ortaya koyabileceğini tekrar tekrar göstermiştir.
Temel analizin eksileri
Temel analiz yapmak kolaydır, fakat iyi temel analiz yapmak zordur. Bir hisse senedinin “içsel değerini” belirlemek, sayıları bir formüle girmenin ötesinde çok daha fazla çalışma gerektiren zaman alıcı bir süreçtir. Değerlendirilmesi gereken birçok etmen vardır ve bunu etkin şekilde yapabilmeyi öğrenmek zaman alıcı ve zorlayıcı olabilir. Dahası, temel analiz uzun vadeli yerine kısa vadeli alım satımlar için daha uygundur.
Bu tip analiz, teknik analizin belirleyebileceği kuvvetli piyasa güçlerini ve trendleri de gözden kaçırabilir. Ekonomist John Maynard Keynes'in dediği gibi:
Piyasa, mali bakımdan güçlü kalabileceğinizden daha uzun bir süre boyunca irrasyonel kalmayı sürdürebilir.
Düşük değerlenmeye sahip gibi gözüken (her ölçütte) hisse senetlerinin değerinin gelecekte yükselmesi garanti değildir.